Yazar "Yolcu, Tuğba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2002 TÜRKİYE GENEL SEÇİM AFİŞLERİNE YÖNELİK GÖSTERGEBİLİM ANALİZİ*(2023) Uslu, Mehmet; Yolcu, TuğbaSiyaset, temsili demokrasinin ortaya çıkışı ile birlikte siyasi partiler arasındaki yarışa dönüşmüştür. Bu süreçte seçim kampanyaları özelikle kitle iletişim araçlarının ortaya çıkışı ile birlikte önemli bir alan haline gelmiştir. Seçim kampanyalarınla yüz yüze iletişimin dışında farklı araçlar kullanılmaktadır. Bunlardan biri de seçim afişleridir. Afişler verilmek istenen mesajın en kısa yoldan sunulmasına katkı sağlamaktadır. Afişlerde kullanılan ifadeler ya da sembollerde bulundukları dönemin izlerini görmek mümkündür. Çalışmada bu yaklaşımdan hareketle seçim dönemine ait siyasal ortamın ve partilerin ideolojik unsurlarının siyasi partiler tarafından kullanılan seçim afişlerine yansıması üzerine bir araştırma gerçekleştirilecektir. Bu amaçla 2022 yılı seçimlerinde kullanılan ve çalışma örnekleminde belirlenen afişler göstergebilim metodu çerçevesinde incelenmiştir. Çalışmada 2002 Genel Seçimlerine katılan siyasi partilerden Demokratik Sol Parti, Anavatan Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, 2002 Genel Seçimleri öncesinde koalisyon hükümetini oluşturan siyasi partiler olmaları sebebiyle, Adalet ve Kalkınma Partisi ise 2002 Genel Seçimlerini kazanan siyasi parti olması sebebiyle incelenen partiler olmuşlardır. Çalışma neticesinde, siyasal yapının, siyasi partiler tarafından seçim afişleri hazırlanırken dikkate alındığı ve ideolojik unsurların afişlerde kullanılan sloganlarla, görsellerle ve metinlerle önemli derecede bağlantılı olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Bağımlılıkla Mücadelede Siyasi Partilerin Politika Önerileri: 2023 Seçimlerine Yönelik İnceleme(TESAM Ekonomik Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği, 2025) Yolcu, TuğbaÇalışma, seçim sürecinde siyasi partilerin bağımlılığa yönelik politika önerilerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Siyaset, toplumsal sorunların ele alınması ve toplumun şekillenmesi üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Toplumun karşı karşıya kaldığı sorunların ele alınması, siyasetin temel işlevlerinden biridir. Bu nedenle çalışma siyasetin bu işlev çerçevesinde bağımlılık konusuna yaklaşımının yeterli düzeyde olup olmadığına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada siyasi partilerin seçim beyannameleri çerçevesinde bağımlılığa yönelik politika önerileri içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Çalışmanın temel veri kaynağı siyasi partilerin seçim beyannameleridir. Bu beyannameler ‘bağımlılık’ anahtar kelimesi kullanılarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışmanın örneklemini 2023 genel seçimleri içinde ittifak içinde yer alan siyasi partilerin seçim beyannameleri ile mutabakat metinleri oluşturmaktadır. Çalışmada incelemeye alınan sekiz metinden beş tanesinde bağımlılık konusu işlenmiştir. Bu metinler içinde de bağımlılık aile, sağlık, uyuşturucu ile mücadele, gençlik ve hukuk kategorilerinde ele alınmıştır. Metinler içinde yer alan siyasi partilerden konuya en fazla yer veren Adalet ve Kalkınma Partisi ile İyi Parti olmuştur. Bağımlılık ana temasında ise metinler içinde en fazla madde bağımlılığı ön plana çıkmıştır.Öğe Civil participation in the new life: Migrant children and civic literacy(IGI Global, 2023) Sezgin, Asli; Yolcu, TuğbaThis study aimed to analyze immigrant children's tendency to develop civic literacy skills as they have been rebuilding their lives since their immigration in the past decade, starting from 2011. Considered within the skills of the 21st century, civic literacy refers to certain dimensions of civic participation. This study was based on the interviews conducted with 10 immigrant children who were secondary school students continuing their education in Turkey. The texts they wrote after the content presented to them in the interviews were analyzed by document analysis method. The immigrant children's perceptions of civic participation and civic literacy, and the impact of the current education system on this perception, were evaluated through a document analysis form. As a consequence, it was aimed to present a critical evaluation of the social positions of those students participating in the research as concerns becoming a citizen of a new society, in which they are in the process of being integrated, as well as about sharing the same future and exercising the rights of citizenship. © 2023, IGI Global. All rights reserved.Öğe Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Parlamentonun Etkinliği(H. Mustafa PAKSOY, 2025) Bilgiç, Nihat; Yolcu, Tuğba16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bir kısmı değiştirilmiş, parlamenter sistem yerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bırakmıştır. Sistem değişikliği sonrası anayasal sistemin kurumlarının görev ve yetkilerinde birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. Sistem değişikliği sonrası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin etkinliğinde meydana gelen değişim, parlamento etkinliği açısından önemlidir. Zira parlamenter sistem geleneği içinde yerleşen demokratik teamüller ve toplumun alışkanlıkları, sistem değişikliği sonrası başkanlık sistemlerine özgü olan bazı yeniliklerin kabul edilmesiyle birlikte tartışma konusu olmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin parlamento etkinliği açısından değerlendirilmesinin amaçlandığı bu çalışmada parlamenter sistemin uygulandığı 24., 25., 26. yasama dönemi ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulandığı 27. yasama dönemlerinde kanun yapım, parlamento kararları ve yine parlamentonun denetim işlevlerine dair veriler üzerinden nitel bir araştırma yöntemi olan durum çalışması ile değerlendirme yapılmıştır. Araştırma sonucunda yapılan anayasa değişikliği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası parlamento etkinliğinde azalma meydana geldiği tespit edilmiştir.Öğe DEMOKRATİK YAŞAM, DİJİTAL PROPAGANDA VE PROPAGANDA EĞİTİMİ(2024) Büyükalaca, Ayşe Aslı Sezgin; Yolcu, TuğbaAmaç: Dijital medyanın baskın rolünün hissedildiği bir ortamda propaganda, farklı eğitim kademelerinde ve farklı disiplinler içinde eğitim sürecine dahil edilmektedir. Propagandayı şeytanileştirmek yerine propaganda eğitimi aracılığı ile demokratik sürecin bir parçası olarak bu kavramı değerlendirmek sorgulamayı, diyaloğu, eleştirel düşünebilmeyi sağlayacaktır. Çalışmanın kavramsal temelleri, İletişim Çalışmaları Profesörü Renee Hobbs’un 2021 yılında ABD Yayıncılar Derneği tarafından Sosyal Bilimler alanında mükemmellik ödülü alan Mind Over Media: Propaganda Education for a Digital Age isimli kitabında yer alan fikirleri ve özellikle beneficial propaganda (faydalı propaganda) kavramı üzerine inşa edilmiştir. Yöntem/Tasarım / Metodoloji / Yaklaşım: Çalışmada, 5 kişilik İletişim Bilimleri Bölümü öğrencileri ve 5 kişilik Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinden oluşan iki grup ile round-robin beyin fırtınası yöntemi aracılığı ile döngüsel fikir alışverişi oturumu gerçekleştirilmiştir. Bu oturumlarda, farklı kategorilerdeki güncel dijital propaganda içerikleri katılımcılarla paylaşılmış ve soru formlarında yer alan yarı yapılandırılmış sorular aracılığı ile bu içerikleri döngüsel bir biçimde çözümlemeleri istenmiştir. Bulgular: Bulgular aracılığı ile propaganda eğitiminin, tüm bu içerik bombardımanı karşısında, eleştirel düşünme, sorgulama ve diyalog geliştirmeye yönelik katkısı vurgulanmıştır. Özgünlük: Özellikle dijitalleşmenin gündelik yaşamdaki etkisi dikkate alındığında, dijital propagandayı tanımlaması ve propaganda eğitimine yönelik bir değerlendirme yapması sebebiyle bu çalışma özgün bir değere sahiptir.Öğe European Union Artificial Intelligence Law: The Role of Democracy in the 2018-2024 European Commission Proposals(Ankara Üniversitesi, 2025) Yolcu, Tuğba; Gülbahar, YaseminAs artificial intelligence has continued to develop, its applications across various fields have sparked discussions. Particularly notable is its capacity to realistically mimic human behavior, elevating it beyond mere entertainment. Its integration into national and international politics has underscored both its potential and its capacity to sow chaos. In response, the European Union (EU) has assumed a leading role, having identified the importance of regulating AI and actively pursued legislation on the matter. Since 2018, the EU has been actively engaged in formulating the EU Artificial Intelligence Law. Initially, the focus was on fostering the development of AI for the benefit of EU citizens. However, as concerns grew regarding the threat AI poses to human rights, the EU Artificial Intelligence Law (2024) was introduced to mitigate the risks associated with existing AI applications and those yet to emerge. This study examines the evolution of the European Commission's proposals for this law between 2018 and 2024, incorporating feedback from the European Parliament and the European Council. Employing Hammersley and Atkinson's (2007) ethnographic document analysis approach, this study delves into the key concepts of "democracy," "elections," and "ethics" within these proposals. Through this lens, it explores the intricate relationship between artificial intelligence and democracy within the EU's legislative process.Öğe Güvenlik Teorileri Bağlamında Türkiye’deki Düşünce Kuruluşlarının 2011 Suriye Göçüne Yaklaşımları(2023) Yolcu, Tuğba; Yarşı, Melis İlaydaAmaç: Göç devlet, birey ve değerler noktasında siyasi, ekonomik, toplumsal güvenlik temelli tehditleri barındırmaktadır. 2011 yılında yaşanan Suriye iç savaşı ile birlikte Türkiye’ye yönelik gerçekleşen kitlesel göç güvenlik tartışmalarını başlatmıştır. Bir taraftan misafir ülke halkı diğer taraftan göç edenler açısından farklı güvenlik tehditleri gündeme gelmiştir. Bu tehditlere karşı çözüm üretme görevi üstlenmiş olan düşünce kuruluşları, belirli bir konuda politika değişiklikleri veya yeni yaklaşımlar önererek politika yapım sürecine katkıda bulunabilir. Bu nedenle göçün güvenlikle bağlantısına, düşünce kuruluşlarının yaklaşımları bu alana yönelik kamu politikası oluşturma çabaları açısından da önemlidir. Çalışma, bu yaklaşımdan hareketle Türkiye’deki düşünce kuruluşlarının konuya güvenlik teorileri bağlamında yaklaşımlarını ele almayı amaçlamaktadır. Tasarım/Yöntem: Araştırmada “2020 Global Go To Think Tank Index”de yer alan düşünce kuruluşuna ait rapor incelemeye alınmıştır. Raporlar doküman analizi yöntemi ile “güvenlik” anahtar kelimesi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Analizler sonucunda; klasik güvenlik yaklaşımının aksine düşünce kuruluşlarının Derinleştirmeci yaklaşım çerçevesinde güvenlik sorununa raporlarında yer verdikleri; kamusal politikaları destekleyici fikirlerin raporda yer aldığı görülmekle birlikte bazı raporlarda özellikle toplumsal alanda yer alan tepkileri de ön plana çıkaran bulgular tespit edilmiştir. Sınırlılıklar: Örneklemin sadece “2020 Global Go To Think Tank Index”de Suriyeli göçüne yönelik güvenlik ile ilgili raporları olan dört düşünce kuruluşunun seçilmesi araştırmanın sınırlılıklarıdır. Özgünlük/Değer: Göç ve güvenlik özellikle Suriyeli göçü, yoğun olarak çalışılmasına karşın düşünce kuruluşları özelinde Suriyeli göçüne yönelik güvenlik algısı literatürde yer alamamaktadır. Bu nedenle çalışma güvenlik sorunun düşünce kuruluşları özelinde nasıl algılandığını ortaya çıkarması bakından önemlidir.Öğe İklim Değişikliğine Dair Siyaset Bilimi Perspektifinden Okumalar: Dünyadaki Yayınların Bibliyometrik Bir İncelemesi(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2024) Kanadıkırık, Halil; Yolcu, Tuğbaİklim değişikliği, sadece doğa bilimleriyle sınırlı bir konu değildir; aynı zamanda sosyal bilimlerle de yoğun bir ilişki içindedir. Sosyal bilimler, iklim değişikliğinin nedenlerini anlama, etkilerini değerlendirme, insanların bu değişikliklere tepki verme şekillerini anlama ve politika yapıcılarına, topluma ve endüstriye nasıl müdahale edebileceğimize dair önemli bir perspektif sunmaktadır. Sosyal bilimler, iklim değişikliği sorununun çözümünde multidisipliner bir yaklaşımın önemini vurgulayarak, insan davranışları, politika yapımı, iletişim ve sosyal yapı gibi unsurları hesaba katarak daha kapsamlı çözümler bulunmasına yardımcı olabilmektedir. Bu durum özellikle siyaset biliminin çalışma alanları ile paralellik göstermektedir. Bu makale bu tespitten hareketle iklim değişikliği konusunun siyaset bilimi çalışmalarına dair bir fotoğrafını çekmeyi ve bu doğrultuda Türkiye’deki yapılabilecek araştırmalara yönelik öneriler geliştirmeyi hedeflemektedir. Çalışmada bilimsel yayınlardan elde edilen niteliksel ve niceliksel veri üzerinden analizine imkan sağlayan bibliyometrik analiz yöntemi seçilmiştir. Öncelikle siyaset bilimi alanında ve iklim değişikliği çerçevesinde dünyadaki yayınlara ilişkin alan yazına ve Türkiye için konunun önemine değinilmiştir. Devamında bahsedilen yöntem doğrultusunda Web of Science veri tabanı üzerinde Vosviewer programı vasıtasıyla derlenen veriler analiz edilmektedir. Sonuçta ise dünya ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin söz konusu alan ve çerçevedeki yayınları itibariyle henüz başlangı.ç aşamasında olduğu, tam da bu nedenle konunun Türk siyaset bilimcileri için verimli bir araştırma sahası teşkil ettiği ileri sürülmüştür. Ayrıca çeşitli araştırma soruları ile siyaset biliminin imkânlarına dair öneriler geliştirilmiştir.Öğe Kadın Parlamenterler Açısından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi: Anayasa Komisyon Raporları Üzerinden Bir İnceleme (2016-2023)(İshak KÜÇÜKYILDIZ, 2024) Yolcu, Tuğba; Banazılı, Abdurrahman MuhammetSiyasal sistem bir ulusun iktidar formunu gösteren yasama, yürütme ve yargı erklerinin kim veya kimler tarafından yönetildiğini belirleyen çeşitli ögelerden oluşan bir bütündür. Siyasal sistemin bütünlüğü, bir ülkenin siyasi kurumlarını ve bu kurumlar tarafından ifa edilen politika süreçlerini de tesiri altına almaktadır. Bundan dolayıdır ki siyaset biliminin en önemli konu başlıkları arasında siyasal rejim ve bunun oluşum süreçleri yer almaktadır. Siyasal alanda kadınların erkeklere kıyasla daha az görünür olduğuna ilişkin kanıların varlığı yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın farklı ülkelerinde de bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti açısından bakıldığında tarihsel süreç içerisinde kadınların siyasal yaşama eklemlenebilmesi için bir takım yasal düzenlemeler yapılarak siyasi hayata katılımlarının önündeki engeller bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Ancak günümüzde bu engellerin devam ettiği ve kadınların sosyal hayata konumlanışından kaynaklı problemlerin var olduğuna dair tartışmalar süre gelmektedir. Bu sorunsaldan hareketle çalışmada Türk siyasal yaşamındaki siyasal sistem değişikliğinde kadın parlamenterlerin etkileri ve bakış açılarının incelenmesi amaçlanmıştır. Nitekim temsili demokrasilerde parlamenterler halkın düşüncelerini, beklentilerini ve görüşlerini siyasal alana taşıyan en önemli aktörlerdendir. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti siyasal sisteminde “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle” birlikte önemli bir değişim ve dönüşüm yaşanarak, bu yeni hükümet sisteminin anayasa teklifinin parlamentoya sunulduğu esnada kadın parlamenterlerin bakış açıları ve siyasal sistemin dizayn edilmesindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmanın teorik çerçevesi kronolojik analizle kadın parlamenterlerin siyasal sistem içerisinde yaşanan gelişmelerdeki etkileri ortaya koyularak çizilmeye çalışılmıştır. Doküman analizi tekniğinden istifade edilerek, Anayasa Komisyon Tutanakları (2016-2023) ele alınmış ve kadın parlamenterlerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin oluşumundaki etkileri, algıları ve bakış açıları irdelenmiştir. Çalışma sonucunda geçmişten günümüze politik sahada erkeklere kıyasla geride kalan kadınların söz konusu yeni hükümet sisteminin oluşum sürecinde de geri planda kaldığı öne sürülmüştür.Öğe Küresel Salgında Türkiye’de Kadın Hakları: “Pandemi Döneminde Kadın Raporu” Bağlamında Bir Değerlendirme(Dergipark, 2021) Yolcu, Tuğba; Sezgin, Ayşe AslıToplumsal alanda yaşanan eşitsizlikleri giderme noktasında dezavantajlı gruplar, insan hakları çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Kadınlar da sosyal ve siyasal yaşamdaki konumları itibari ile dezavantajlı gruplar kapsamında değerlendirilmekte ve insan haklarının temel konularından birini oluşturmaktadır. Kadının toplumsal konumuna yönelik bu değerlendirme, olağanüstü süreçlerde daha çok ön plana çıkmaktadır. Aralık 2019’da başlayan Covid-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına alan bu olağanüstü süreçlere yönelik en güncel örnektir. Kadınların bu süreçteki konumu da oldukça dikkat çekicidir. Pandemi sürecinde “evden çalışma” kültürüyle kamusal alanın özele taşınması, ev içindeki rollerde kadının özel ve kamusal alanı aynı anda sürdürmesine yönelik bir beklentiyi ortaya çıkartmıştır. Ayrıca, yeni normalin dijital yaşam alışkanlıklarını geliştirmeye başlaması, kadının bu ortamdaki konumunu da tartışmayı gerektirmektedir. Bu çalışmada öncelikle, bir karşılaştırma da yapabilmek amacıyla, çalışmanın temel araştırma sorunu ile ilişkilendirilen ve farklı kurumsal söylemleri aktaran insan hakları metinleri incelenmiştir. Ardından çalışmanın temel araştırma sorunu bağlamında Mayıs 2020’de İnsan Hakları Derneği tarafından yayınlanan Pandemi Döneminde Kadın Raporu, niteliksel metin analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, mevcut metinler aracılığında aktarılan içeriğe yönelik yapılan genel değerlendirmede, salgın günlerinde Türkiye’de kadının hakları konusunda vurgulanması gereken noktalara ilişkin öneriler sunulmuşturÖğe Pandemi Döneminde Paternalizm: Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı'nın Eleştirel Söylem Analizi(Dergipark, 2023) Kanadıkırık, Halil; Yolcu, TuğbaPandemi sürecinde, ister liberal ister illiberal rejime sahip olsun, tüm devletler paternalist karakterlerine geri dönerek hastalığın yayılmasını ve sağlık sisteminin çökmesini önlemek için vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerinin birçoğunu geçici de olsa askıya almıştır. Devletlerin egemenlik haklarından kaynaklanan bu paternalist müdahaleler, bireylerin hareket özgürlüğüne sahip olmaları durumunda irrasyonel ve tedbirsiz eylemde bulunarak kendilerine ve toplumun geri kalanına zarar verecekleri şeklindeki zımni bir argümana dayanmıştır. Türkiye de pandemiye karşı bu tür önlemler alan ülkelerden biridir. Bu tedbirlerin açıklanıp hayata geçtiği süreçte kamuoyunun yöneldiği isim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmuştur. Bu çalışmada Koca'nın Twitter mesajları eleştirel söylem analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Böylece onun paternalist müdahalelerinin türünün ve bunları meşrulaştırmak için nasıl bir söylem kurduğunun anlaşılması amaçlanmıştır. Koca'nın kurduğu söylemin büyük ölçüde bilimsel bilgi üzerine inşa edilmiş korku, geleneksel mahalle baskısı, işbirliği ve paternalist aile ortamının bir temsili olduğu ileri sürülmüştür.Öğe PATERNALISM DURING THE PANDEMIC: A CRITICAL DISCOURSE ANALYSIS OF THE MINISTER OF HEALTH OF THE REPUBLIC OF TURKEY(2023) Kanadıkırık, Halil; Yolcu, TuğbaPandemi sürecinde, ister liberal ister illiberal rejime sahip olsun, tüm devletler paternalist karakterlerine geri dönerek hastalığın yayılmasını ve sağlık sisteminin çökmesini önlemek için vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerinin birçoğunu geçici de olsa askıya almıştır. Devletlerin egemenlik haklarından kaynaklanan bu paternalist müdahaleler, bireylerin hareket özgürlüğüne sahip olmaları durumunda irrasyonel ve tedbirsiz eylemde bulunarak kendilerine ve toplumun geri kalanına zarar verecekleri şeklindeki zımni bir argümana dayanmıştır. Türkiye de pandemiye karşı bu tür önlemler alan ülkelerden biridir. Bu tedbirlerin açıklanıp hayata geçtiği süreçte kamuoyunun yöneldiği isim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olmuştur. Bu çalışmada Koca'nın Twitter mesajlarıeleştirel söylem analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Böylece onun paternalist müdahalelerinin türünün ve bunları meşrulaştırmak için nasıl bir söylem kurduğunun anlaşılması amaçlanmıştır. Koca'nın kurduğu söylemin büyük ölçüde bilimsel bilgi üzerine inşa edilmiş korku, geleneksel mahalle baskısı, işbirliği ve paternalist aile ortamının bir temsili olduğu ileri sürülmüştür.Öğe Salgında Sosyal Sermayenin Üretilmesinde Kamu ve Sivil Toplum: Vefa Sosyal Destek Grubu ve Ahbap(2020) Yolcu, Tuğba; Sezgin, Ayşe AslıSosyal sermaye, bireyselleşen insan ilişkilerine bir çözüm önerisi sunarak,birliktelik duygusunu ön plana çıkartan bir kavramdır. Bu kavram, aslındabir grubu tanımlamaktan ziyade, bir grubun ortaya çıkardığı ürünlereyönelik anlayışı ifade etmektedir. Sosyal sermaye ile daha çok güven, iş birliğigibi soyut ilişkiler anlatılmaktadır. Bu soyut ilişkilerin kurulmasında dahemen hemen her toplumda öncelikli olarak dezavantajlı gruplara yönelimsöz konusudur. İş birliğinin, aidiyet duygusunun etkisiyle, kriz dönemlerindesosyal sermaye, dezavantajlı gruplar için önemlidir.Covid-19 Salgını ve pandemi, yalnızca Türkiye’yi değil tüm dünyayı etkileyenküresel bir kriz olarak Mart 2020’den itibaren etkisini sürdürmektedir. Busüreçten en çok zarar görenler ise dezavantajlı gruplar olmuştur. Bu çalışmada sosyal sermayenin kamu ve sivil toplum tarafından değerlendirilmesürecine yönelik bir sorgulama yapmak amaçlanmıştır. Vefa Sosyal DestekGrubu ve AHBAP örnekleri bağlamında iki farklı yaklaşımın, sosyal medyaağları ve web haber içerikleri vasıtasıyla analizi, Van Dijk’ın söylemçözümlemesi modelindeki şematik yapı çerçevesinde yapılmıştır.Öğe Siyasal İletişimde Kadın: Canvassing Modeli Üzerine Değerlendirme(2024) Aladağ, Sinem; Yolcu, TuğbaGünümüzde kadının siyasal hayattaki rolü, geçmişe oranla artmış olsa da güncel veriler değerlendirildiğinde siyasal katılım oranlarının düşüklüğü dikkat çekmektedir. Kadının siyasal hayattaki rolünü arttırmak ve bu yönde hedeflerin gerçekleştirilmesini sağlamak siyasal hayatın gelişmesi açısından oldukça önemlidir. Propaganda faaliyetleri, geçmişten günümüze değişim ve dönüşüm yaşamışken siyasi partilerin politikaları ve adayların kullanacakları tekniklerin yarattığı etkiler oldukça önemlidir. Propaganda teknikleri, teknolojinin gelişimi ve siyasal iletişimde kullanılan araçlarda yaşanan değişiklikler ile bağlantılı olarak değişmiştir. Geleneksel teknikler ve yeni teknikler üzerine bir analiz yapmak, hangi tekniklerin adaylara daha fazla fayda sağlayacağını ortaya koymak adına önem arz etmektedir. Çalışmanın asıl gayesi, günümüzde siyasal katılımı ve oy oranlarını artırmaya yönelik girişimlerden eski bir teknik olan Canvassing(yüz yüze oy toplama) yönteminin seçmen davranışlarını etkileme sürecinde daha etkili olduğu varsayımından hareketle, seçmenleri oy vermeye ikna yöntemi olarak Canvassing modelini kadınların yönetmesiyle, hedefe ulaşma konusunda sağlayabileceği katkıları ortaya koymaktır. Araştırmada TBMM’nde bulunan partilerin Adana ili sınırları içerisinde yer alan kadın kolları temsilcileri örneklem olarak belirlenmiştir. Partilerin propaganda faaliyetleri ve Canvassing(yüz yüze oy toplama) yönteminden aldıkları geri dönüşler irdelenmiştir. Araştırmada Canvassing(yüz yüze oy toplama) yönteminin yeni tekniklere göre daha etkili sonuçlar doğurduğu ve aynı zamanda kadınların bu tekniği kullanmasıyla beraber oy oranlarında artış yaratarak seçmeni etkileme, ikna etme açısından olumlu katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.Öğe SİYASAL UZLAŞMA BAĞLAMINDA SİYASİ İTTİFAKLAR: CUMHUR İTTİFAKI VE MİLLET İTTİFAKI’NA YÖNELİK BİR İNCELEME(2023) Kapusızoğlu, Mehmet; Yolcu, TuğbaSiyasi partilerin temel amacı iktidarı ele geçirmektir. Bu amaç doğrultusunda yürüttükleri faaliyetler çerçevesinde bir ülkedeki mevcut seçim sistemine göre farklı ittifak arayışları gündeme gelmektedir. Türk siyasal hayatı incelendiğinde çok partili hayata geçiş sürecinden sonra 1957 yılında siyasal ittifakları engellemeye yönelik ilk yasal düzenleme gerçekleştirilmiş olmasına rağmen yasal mevzuatın dolaylı yoldan aşılmasıyla siyasal ittifakların oluşturulduğu görülmektedir. 2018 Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişe kadar yasal bir temeli olmayan siyasal ittifaklar 2939 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle yasal zemine kavuşmuştur. İttifak kelime anlamı olarak anlaşma, bağlaşım olarak ifade edildiğinde açık bir müzakere sürecini de beraberinde getirmektedir. Bu müzakere siyasal uzlaşmanın temel şartıdır. Çalışma, Türkiye’de 2018 sonrası kurulan Cumhur İttifakı ve Millet İttifakını siyasal uzlaşma, katılımcılık, güven, ortak hedefler ve uzun vadeli iş birlikleri çerçevesinde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın oluşum süreçleri eleştirel söylem analizi çerçevesinde incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen veriler ışığında, örnek olarak seçilen her iki ittifakın temel zeminini ideolojik benzeşme ya da ortak ideolojik zemin oluşturduğu söylenebilir.Öğe SOSYAL MEDYADA SİYASET VE DEZENFORMASYON: HABER METİNLERİNE YÖNELİK BİR SÖYLEM ANALİZİ(2023) Yolcu, Tuğba; Kaya, Mehmet SaidEn genel tanımıyla söylem ve topluma bilgi akışını sağlayan medya arasındaki ilişki, gündemi kontrol etmek isteyen aktörlerin medyayı kendi lehlerine kullanmak istemelerine yol açmakta ve aynı yolla bir politik söylem mücadelesine neden olmaktadır. Bu mücadeleye dahil olamayan insanlara sosyal medya objektif ve ilk elden bilgiye ulaşma, tartışmalara katılma ve fikir beyanında bulunma imkanı verir. Yaygın bir etkileşim ağı kuran sosyal medyaya dahil olan kullanıcıların ve özellikle aktörlerin, bu bakış açısıyla siyasi gündemle alakalı hızlı fakat dezenformasyon olarak nitelendirilen, yanlış içerikli ya da yönlendirici bilgi paylaşımında bulunabilmelerinin önünü açmış olur. Bu çalışmada söz konusu problemden hareketle dezenformasyona konu olan haberler ile Twitter sosyal ağında bu haberlere yönelik yapılan yorumlar eleştirel söylem analizi çerçevesinde analiz edilerek değerlendirilmiştir. Eleştirel söylem analizi sosyal bilimlerde var olan bir durumu anlamlandırmayı ve yorumlamayı hedeflediğinden çalışmanın yöntemi olarak belirlenmiştir. Araştırmanın kapsamı, Twitter sosyal ağında paylaşımda bulunan haber sitelerinden seçilen beş dezenformasyon niteliğindeki örnek haber metni ile sınırlandırılmış ve bu paylaşımlara yine Twiiter üzerinden yapılan yorumlar arasından en fazla beğeni alanları dahil edilerek analiz edilmiştir. Araştırma sonunda, dezenformasyon niteliği taşıyan örnek haberlerin araştırma sınırlılıkları çerçevesinde belirlenen kitleleri yönlendirme işlevi ile bu işlev neticesinde yankı odaları olarak ifade edilen ideolojik kümelenmeye yol açtığına yönelik bir durum tespiti yapılmıştır.Öğe SU VE KANALİZASYON İDARELERİ GENEL KURULLARI HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME(2024) Alıcı, Orhan Veli; Yolcu, TuğbaSu ve kanalizasyon idareleri, Türkiye’de Ankara ve İstanbul’da kurulmuş bulunan ve belediyeye bağlı olarak faaliyet gösteren Sular İdaresi deneyiminden de yararlanılarak 1981 yılında birer mahalli idare kurumu olarak teşekkül ettirilmiştir. 1984 yılına dek su ve kanalizasyon idarelerinin genel kurulu daha çok merkezi idarenin uzantısı olacak şekilde bürokrat bir kimlikle oluşturulmuşken 1984 yılında yapılan bir değişiklikle büyükşehir belediye meclisleri su ve kanalizasyon idarelerinin genel kurulu haline getirilmiştir. Nitekim büyükşehir belediyesi meclis üyeleri aynı zamanda ilçe belediyesi meclis üyeliği görevini de ifa etmektedir. Belediye mevzuatına dayanılarak karar organı olma vasfı güçlendirilen ve her ay toplanan bu meclislerde görev yapan meclis üyeleri yılda iki kez olağan şekilde toplanan su ve kanalizasyon idarelerinin genel kurullarında da genel kurul üyesi olmaktan ziyade meclis üyesi gibi hareket etmektedirler. Bu sebeple de teknik nitelikli mahalli idare kurumu olan ve özel ihtisas gerektiren bir görevi ifa eden su ve kanalizasyon idarelerinin faaliyetlerinin yürütülmesinde kimi sorunlar yaşanmaktadır. Bu çalışmada genel kurulların yapısı, toplanma ve karar yeter sayısı ile uygulamada karşılaşılan sorunlara yer verilmiş, ayrıca söz konusu yapının karar organı olma vasfı ile temsil kapasitesi irdelenmiştir. Bu hususlar çerçevesinde kimi yargı kararları da nazara alınarak çeşitli çözüm önerilerinde bulunulması hedeflenmiştir.Öğe The Position of Humour in Social Crises: When and What Does Turkish Society Laugh at?(Palgrave Macmillan, 2021) Sezgin, Ayşe Aslı; Yolcu, TuğbaA positive psychological point of view that humour is the source of resilience shows its effect in social crises as well. Humour, which activates positive emotions such as joy and amusement, was examined in the context of the cultural and social characteristics of the Turkish society in this study. The main discussion of the study was carried out within the framework of the question, ‘What is the position of the humour in the incidents which caused the social crises in Turkey?’. While the existence of an apolitical generation under the influence of neoliberal transformation in Turkey in the near term was talking, humour began to be used as a tool by this generation as a different social response. This study aimed to contribute to the field of Positive Psychology and humour by making a description of contemporary discourse through its conceptual framework that evaluates classical and current research on humour from a positive psychological perspective. In this study, humour content shared on Twitter after 2010, when the social crises was experienced in Turkey, was investigated by a descriptive analysis method. The themes determined in accordance with the social structure through this analysis were determined as answers to the question of when and what Turkish society laughed at.Öğe The Position of Humour in Social Crises: When and What Does Turkish Society Laugh at?-2(Springer International Publishing, 2024) Sezgin, Ayşe Aslı; Yolcu, TuğbaA positive psychological point of view that humour is the source of resilience shows its effect in social crises as well. Humour, which activates positive emotions such as joy and amusement, was examined in the context of the cultural and social characteristics of the Turkish society in this study. The main discussion of the study was carried out within the framework of the question, ‘What is the position of the humour in the incidents which caused the social crises in Turkey?’. While the existence of an apolitical generation under the influence of neoliberal transformation in Turkey in the near term was talking, humour began to be used as a tool by this generation as a different social response. This study aimed to contribute to the field of Positive Psychology and humour by making a description of contemporary discourse through its conceptual framework that evaluates classical and current research on humour from a positive psychological perspective. In this study, humour content shared on Twitter after 2010, when the social crises was experienced in Turkey, was investigated by a descriptive analysis method. The themes determined in accordance with the social structure through this analysis were determined as answers to the question of when and what Turkish society laughed at. © The Author(s), under exclusive license to Springer Nature Switzerland AG 2024.