İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Energy poverty and health in Turkey: Evidence from Longitudinal data(Elsevier, 2024) İpek, Egemen; İpek, ÖzlemThis study critically examines the effect of energy poverty on health in Turkey between 2018 and 2021 using the Income and Living Conditions Survey Longitudinal Micro Data Set. It considers the multidimensional structure of household energy poverty and its individual effects on health, resulting in several significant findings. Firstly, the multidimensional energy poverty index at the household level is obtained as a continuous variable using principal component analysis, considering subjective and objective indicators of energy poverty. Secondly, the impact of energy poverty on health at the individual level and the effect of several socioeconomic variables, including unobserved heterogeneity, are estimated with the random effects ordered logit model. Finally, commonly used measures of energy poverty in the literature and their health impacts are compared. The robustness analysis results show that the model's goodness of fit is highest when the multidimensional energy poverty index is constructed using principal component analysis. In addition, the analysis results show that unobserved heterogeneity across individuals significantly impacts health. These results indicate that decentralized policies should be implemented to increase policy effectiveness in combating energy poverty.Öğe Thomas Müntzer: A Historical Catalyst in German Peasants War(Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, 2022) Taşkıran, EmreIn this article, Thomas Müntzer, the leading historical figure in the German Peasants War, is scrutinized in a different context within the perspective of the social history of political thought. By choosing the mainstream literature, this study has used some of the important pamphlets, letters, and secondary qualitative texts on Müntzer’s manuscripts about both the German Peasants War and his theological assertations toward the Reformation process which began with Martin Luther’s contributions to Catholic Church in 16th century. Examining social, political, and theological dynamics in the 16th century German Reformation process, this article has tried to find the potential answers to the basic question, which is how contradicted theological conflict between prominent Protestant doctrines led to revolutionary tendencies among exploited groups in German Reformation Process. In this respect, Müntzer is described as a historical catalyst who combines the revolutionary dynamics with the theological assumptions under the identity of a reformist cleric.Öğe Anayasalcılık Paradoksu(İnönü Üniversitesi, 2023) Çevlik, Ahmet Melikşahkötüye kullanımını engellemeye yönelen bir fikir, bir fenomendir. Anayasal bir devlette siyasal iktidar tahayyül edilebilecek en demokratik yöntemlerle oluşmuş olsa bile mutlak olmayıp belirli birtakım kurumsal mekanizma ve ilkeler ile kayıt altına alınmış, yani sınırlanmıştır. Bununla birlikte çağdaş rejimlerin meşruiyetini imleyen iki ilke, demokrasi ile anayasalcılık arasında bir gerilim olduğu yönünde uzun yıllardır süregelen bir tartışma söz konusudur. Siyaset ile hukuk, kurucu iktidar ile anayasal form ve anayasalcılık ile demokrasi arasındaki ilişkilerin bir çatışma ya da uzlaşmazlık ilişkisi olarak yorumlanabilirliğine gönderme yapan “anayasalcılık paradoksu” elinizdeki çalışma kapsamında irdelenmektedir. Bu kapsamda, bir anayasal formun demokratik biçimde teşekkül eden başta yasama organı olmak üzere, devlet iktidarının tüm bileşenleri karşısında sınırlayıcı bir işlev arz etmesi ile halk/millet egemenliği düşüncesinin ne ölçüde bağdaştığı tartışılmaktadır. Nihayetinde demokrasi ile anayasalcılık ilkelerinin birbirine rağmen değil, birlikte düşünülebilirliğinin koşulları değerlendirilmektedir. Demokrasi ile anayasalcılık arasındaki uzlaşmazlığın birinin diğerine tercih edilmesi suretiyle giderilmesinden ziyade anayasal demokrasinin garantörü olan anayasanın bizzat demokratik meşruiyetinin güçlendirilmesi sayesinde aşılabileceği ileri sürülmektedir. İdeolojik ve temel toplumsal tercihleri, siyasal rejimin temel niteliklerini ve siyasal iktidarın sınırlarını belirleyen potansiyeli nedeniyle anayasanın müzakere ve katılıma dayalı bir yöntemle hazırlanması bir gereklilik olarak ortaya konulmaktadır.Öğe Between Muslims: Religious Difference in Iraqi Kurdistan(Cambridge University Press, 2020) Taşkıran, EmreAn abstract is not available for this content so a preview has been provided. Please use the Get access link above for information on how to access this content.Öğe Temporality of Luther’s thoughts on the right to resistance(Tarsus Üniversitesi, 2021) Kaya, Mehmet SaidThe thoughts of Martin Luther on the right to resistance are usually examined with his work On Temporal Authority, published in 1523, in which Luther defended the sacredness of the secular authorities and rejected the natural law theories that limit the power of civil governments. Luther, in his early writings, identified two duties for Christians: trust God without any doubts to reach justification and obey the secular power even if it is evil. According to him, secular power is given to authorities by God’s will, and the use of force can only be allowable if the resister’s authority is equal or superior then the opponent’s position. However, by the 1530s, Luther changed his mind about the resistance, he invited German princes and all Christians to disobey the emperor and corroborated his arguments with imperial laws in 1531, Warning to His Dear German People. At the end of the decade, he radicalized the ideas on the resistance and even adduced from natural law. Behind this change, German politics and the emperor’s threats were quite effective on Luther’s thoughts. He tried to protect his reformed church and evangelical supporters in this process. After the 1530s, when the emperor planned to attack the Protestants, Luther reconstitutes his ideas that were the exact opposite of his early writings. Therefore, the temporality of Luther’s thoughts that were shaped with reactions of political facts can be examined with his arguments on the right to resistance.Öğe Thomas Müntzer: A Historical Catalyst In German Peasants War(Mehmet Ersoy Üniversitesi, 2022) Taşkıran, EmreIn this article, Thomas Müntzer, the leading historical figure in the German Peasants War, is scrutinized in a different context within the perspective of the social history of political thought. By choosing the mainstream literature, this study has used some of the important pamphlets, letters, and secondary qualitative texts on Müntzer’s manuscripts about both the German Peasants War and his theological assertations toward the Reformation process which began with Martin Luther’s contributions to Catholic Church in 16th century. Examining social, political, and theological dynamics in the 16th century German Reformation process, this article has tried to find the potential answers to the basic question, which is how contradicted theological conflict between prominent Protestant doctrines led to revolutionary tendencies among exploited groups in German Reformation Process. In this respect, Müntzer is described as a historical catalyst who combines the revolutionary dynamics with the theological assumptions under the identity of a reformist cleric.Öğe Kentsel Yoksulluğunun Yönetiminde Kentsel Politika Araçlarının (Repertuvar) Analizi: Mersin Büyükşehir Belediyesi Örneği(2022) Yaman, AhmetYoksulluk, insanoğlunun varoluşu ile birlikte ortaya çıkan, zaman ve mekan mefhumunu aşan bir kavramdır. İlk çağlardaki basit toplum tiplerinde farklı düzeylerde görülen yoksulluk, günümüz (post)modern sonrası toplumların karmaşık yapılarında da deneyimlenmesi nedeniyle tarihsel bir özelliğe sahiptir. Kavramın bu tarihsel özelliği aynı zamanda yoksulluğun değişik zaman dilimlerinde ve coğrafi mekanlarda, farklı niteliksel ve niceliksel özellikleriyle görülmesine neden olmaktadır. Bu nedenle yoksulluk kavramı sosyal, ekonomik, politik ve kültürel pek çok konuyu yatay kesmektedir. Çok boyutlu ve birbiriyle ilişkili yapısı nedeniyle yoksulluğun tanımı, nedenleri ve etkileri üzerine alan yazınında tartışmalı yaklaşımlar mevcuttur. Bu çalışmada öncelikle yoksunluk kavramının ontolojik ve epistemolojik sorgulaması yapılarak kavramın sosyal gerçekliği hakkında bir değerlendirmede bulunulmuştur. İkinci olarak modern toplumun sanayileşme ve kentleşme değişkenleriyle şekillendiği varsayımında hareketle yoksulluğun sanayileşme ve kentleşme ile olan ilişkisine değinilmiştir. Üçüncü olarak, yoksulluğun kent ölçeğinde, kent mekânında ve kentte yaşayan insanlarla olan ilişkisi ele alınmıştır. Bu ilişki kentsel politika ve kent yoksulluğu kavramlarıyla birlikte değerlendirilmiş ve kentsel yoksulluğun yönetiminde kullanılan kentsel politika araçları (repertuvar) analiz edilmiştir. Kentsel yoksulluğun yönetilmesinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamaları analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı, kapması ve sınırlılıkları göz önüne alındığından bilgiye kolay erişim sağlanması, politika araçlarının gözlemlenebilmesine imkân sağlaması nedeniyle Mersin Büyükşehir Belediyesi örneği tercih edilmiştir. Araştırmada, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel yoksulluğun azaltılmasına öncelik verdiği bu anlamda ulusal politika metinlerine referans vererek stratejik amaç ve hedeflerini belirlediği görülmüştür. Ayrıca, kentsel yoksulluk yönetiminin uygulama süreci, usul ve esasları 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na dayanılarak hazırlanan “Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği” çerçevesinde yürütülmektedir. Politika uygulama araçlarının (repertuvar) tematik olarak eğitim desteği, sağlık desteği, ayni ve nakdi yardımlar ve hizmetlerden oluştuğu tespit edilmiştir.Öğe İdeoloji ve İdeolojilerin Sistematik Analizi: Michael Freeden’ın Morfolojik Yaklaşımı(Anadolu Üniversitesi, 2022) Kaya, Mehmet SaidTarihsel süreç içerisinde farklı form ve tanımlarla karşımıza çıkan ideoloji kavramının izahında bilimsel ya da epistemolojik bir uzlaşmanın bulunması neredeyse imkânsızdır. Bunun yanında gerek siyaset bilimi literatüründe gerekse de genel okuyucular açısından ideoloji kavramı çoğunlukla olumsuz bir çağrışımla kullanılmıştır. Son dönemde bu çizgiden ayrılan bazı çalışmalar, ideolojilere sosyopolitik yapının bir parçası olarak bakmayı denemişlerdir ve ideolojilerin mevcut koşullarla bağlantılı birer veri biçiminde analiz edilmesini savunan yöntemler öne sürmüşlerdir. Bu doğrultuda ideolojiler siyasi söylemi belirleyen, dolayısıyla siyasi hayatın, dilin ve tüm kamusal aktörlerin tutum ve davranışlarını yönlendiren unsurlar niteliğinde ele alınmışlardır. Bu çalışmada, ideolojileri bu perspektifle ele alan Michael Freeden’ın geliştirdiği morfolojik analiz tüm yönleriyle incelenerek açıklanacaktır. Freeden’a göre her ideoloji, içerisinde yer aldığı zamansal/tarihsel ve mekânsal/kültürel bağlarıyla birlikte kendi kavramsal yapısıyla analitik bir yöntemle incelenmelidir. Siyasi söylemin doğal bir biçimde sahip olduğu zorlukları açmaya yarayacak bir anahtar işlevi gören ideolojilerin morfolojik analiziyle, belirli bir ideolojinin belirli bir pratikteki haritası ortaya çıkartılarak siyasi eylemin ve karar almanın sistematik incelenmesinde önemli bir veri olarak kullanılması sağlanmış olacaktır.Öğe Büyükşehir Belediyeleri Ve Bağlı İdarelerde Üst Düzey Yöneticilerin Görevden Alınması Hakkında Bir İnceleme(Kamu İç Denetçileri Derneği, 2022) Alıcı, Orhan Veli; Işıldaklı, BaşakBüyükşehir Belediyeleri ile bağlı idarelerde üst düzey yöneticilerin atanmaları hususu hem genel hem de özel mevzuatla düzenlenmiştir. Ancak görevde yükselme sınavına tabi olmayan bu kadrolardaki yöneticilerin görevden hangi şartlar altında alınabileceğine ve akabinde de hangi kadrolara atanması gerektiğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Eğitim ve çalışma süresi şartlarını sağlayan memurların üst düzey yönetici kadrolarına atanmaları konusunda idareye geniş bir takdir yetkisi verilmiştir. Yine aynı şekilde, söz konusu kadrolardaki memurların görevden alınmaları konusunda da idarenin geniş bir takdir yetkisine sahip olduğu kabul edilmektedir. Ancak anılan görevden alma işlemlerine karşı idari yargıda açılan iptal davaları neticesinde verilen kararların yeknesaklıktan hayli uzak ve idarenin takdir yetkisini sınırlandıran bir mahiyette olduğu görülmektedir. Aynı konuda idare mahkemeleri tarafından farklı kararlar verilebildiği gibi, aynı mahkeme tarafından aynı durumda farklı kararlar da verilebilmektedir. Söz konusu çalışmada bu hususlarda çeşitli yargı kararları üzerinden değerlendirmeler yapılarak anılan hukuki belirsizliği giderici çeşitli önerilerde bulunulmaktadır.Öğe İnsan Haklarının Evrenselliği ile Kültürel Rölativizmin Paradoksu(Tarsus Üniversitesi, 2020) Işıldaklı, Başakİnsan hakları kavramı insanın yalnızca insan olmasından kaynaklanan haklarını ifade etmektedir. İnsan haklarının evrenselliği ise 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirisi” ne dayanarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın, “kültürel rölativizm” de bir toplumda üretilen değerlerin evrensel addedilemeyeceğini iddia eden bir kuramdır. Kültürel Rölativizm, Evrensel İnsan Hakları Bildirisi’nin hazırlık sürecinde, bu bildiriye yönelik yayımlanan bir beyan ile insan hakları alanına dâhil olmuştur ve bu tarihten itibaren insan haklarının evrenselliği ve kültürel rölativitenin tartışması başlamıştır. Bununla beraber; geçmişte yahut günümüzde var olan bazı uygulamaların ise ne insan haklarının evrenselliği ne de kültürel rölativizmle çözülmesi mümkün görünmektedir. Nitekim bu uygulamalar neticesinde, iki kuram arasında süregelen bir paradoks ortaya çıkmaktadır. Bu paradoksun ortaya çıktığı uygulamalara örnek olarak Çin’deki “lotus ayak”, Hindistan’daki “sati”, Tayland’daki “boyuna halka takma” ve “kadın-erkek sünneti” gösterilebilir. Makalede, bu paradoksun, zamansal ve mekânsal değişiklikler dikkate alınarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaca yönelik olarak, insan haklarının evrenselliği ve kültürel rölativizm üzerine yapılan çalışmalardan yararlanılarak bir panorama oluşturulmuştur.Öğe Pandemi Döneminde Kentsel Politikaların ve Uygulama Araçlarının (Repertuvar) Analizi(2022) Yaman, AhmetBütün dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci uluslararası ve yerel ölçekte sosyal, ekonomik ve politik yapıları, kurumları ve insan ilişkilerini derinden etkilemiştir. Pandemi sürecinin yönetilmesi ve toplum sağlığının korunması için ulusal düzeyde merkezi hükümetler çeşitli kararlar alırken yerel düzeyde de belediyeler eliyle çeşitli politika ve uygulama araçları hayata geçirilmiştir. Bu çalışmada, Mayıs – Kasım 2020 tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir ve Mersin Büyükşehir Belediye Meclislerinde alınan kararlar ve politika uygulama araçları konu edinilmiştir. Çalışmada nitel araştırma stratejisi benimsenmiş olup içerik analizi yöntemi uygulanmıştır. Buna göre, “Covid-19”, “Pandemi”, “.Koronavirüs”, “Salgın” kelimelerinin geçtiği 72 olağan ve olağanüstü meclis ve komisyon kararları, tutanakları temel içerik analizi bağlamında değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda kentsel politika uygulama araçlarının konu yönünden sosyal yardım destekleri, mali/finansal destek ve düzenlemeleri, çevre ve temizlik hizmetleri, araştırma/proje çalışmaları olarak dört ana başlık altında toplandığı sonucuna ulaşılmıştır. Pandemi ile mücadelede katılımcı bir anlayışla yetki ve sorumluluk paylaşımına, gelir ve bütçe kalemlerinde özel düzenlemelere ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.Öğe Sömürge Yönetimlerin Mekânsal Pratikleri: Japonya Sömürgesinde Seul Kenti(Dergipark, 2021) Danışan Artan, EsengülSeul, Asya’nın en gelişmiş metropollerinden biri olarak, Japon sömürgesi altında yaklaşık 35 yıl sömürgeleştirme ve modern kentleşme pratiklerini aynı anda deneyimlemiş, bayındır çevresi fiziksel ve sembolik olarak bu süreçte çok ciddi değişimler geçirmiştir. Bunda emperyalist ülkelerin, mekânsal pratiklerini sömürge ülkelerine taşımak suretiyle o ülkelerdeki varlıklarını meşrulaştırma eğilimleri etkili olmuştur. Günümüzde Seul kentinin siluetinde, kentsel katmanlarında hala bu dönemin izlerini sürmek hiç de zor değildir. Söz konusu dönemde Japonya’nın Seul kentini kendi idealleri doğrultusunda yeniden inşa edişindeki kentsel pratikleri ve bu pratikleri ortaya koyan planlama kararlarını anlamaya çalışacak olan bu makale, aynı zamanda kentsel mekânsal pratiklerle Seul’un Japon İmparatorluğunun bir gösteri mekânı haline getirilmesi sürecini tartışmayı amaçlamaktadır.Öğe Büyükşehir Belediyelerinde Yağmur Sularının Uzaklaştırılması Görevi(Dergipark, 2020) Alıcı, Orhan Veli; Işıldaklı, BaşakYerel Yönetimlerin, altyapı ile ilgili en önemli faaliyetlerinden birisi de yağmur sularının uzaklaştırılması görevidir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda yağmur sularının uzaklaştırılması görevi düzenlenmişken; 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda bu hususa yer verilmemiştir. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da ise “gerekli harcamaların ilgili belediyelerce karşılanması şartıyla” yağmur sularının uzaklaştırılması görevinin su ve kanalizasyon idarelerince gerçekleştirileceği hükme bağlanmıştır. Ancak büyükşehir belediyelerinde, su ve kanalizasyon idarelerince gerçekleştirilen yağmur sularının uzaklaştırılması yatırımının bedelinin hangi belediyelerden alınacağı noktasında mevzuatta bir belirsizlik bulunmaktadır. Bu çalışmada “ilgili belediyeler” lafzından hareketle gerek yargı gerekse de vesayet makamının konu hakkındaki içtihat ve görüşlerine yer verilecek, ayrıca yağmur sularının yönetilmesi hususunda çeşitli önerilerde bulunulacaktır.Öğe Geo-cultural and Political Dialogue between Pakistan and Turkey: Resetting the Diplomatic Pace for 'Soft Power' Regional and Global Imagery in a Changing World(2022) Nizar, Tahsseen; Aydın Halisoğlu, TuğbaThis paper focusesonhighlightingthe discourseofgeo-cultureand how the discourse is shaped, defined,and structuredin the new global age.The discussion rests with thebackground of culture and diplomacy and the debate surrounding theconcept of soft power. The redefinitionpreeminently entails to explore the dynamics of softer side of diplomatic conduct and how political dialogue, negotiations, parlays,and diplomatic communication reinforcesthe processof cultural diplomacy? Therefore, the motivation of this paperis to link the notion of soft power todiplomacy in the contemporary case studies of Pakistan and Turkey. Itaims to explore the new dimensions and pathways in outlining policies and perspectivestaken by Turkey and Pakistan; in view to address some extremely challenging questionsvis-à-visregional and globalpolitical and geo-cultural realityÖğe Serbest Dolaşım Bağlamında Avrupa Birliği’nin Yeni Uygulama Aracı: Dijital Yeşil Sertifika(Tarsus Üniversitesi, 2021) Aydın Halisoğlu, TuğbaCovid-19 pandemisi, tarihte yaşanan diğer pandemiler gibi günümüzde de uluslararası sistemi dönüştürücü bir etkiye sahiptir. Pandeminin ilk yılında kamu sağlığı açısından durma noktasına gelen kişilerin serbest dolaşımı, son dönemlerde aşı üretimin hızlanması ve çeşitlenmesi ile birlikte farklı uygulamalarla tekrar canlandırılmaya çalışılmaktadır. Serbest dolaşımı önemli bir özgürlük alanı olarak kurucu antlaşmalarına işleyen ve siyasi bütünleşmesinin önemli bir parçası olarak gören Avrupa Birliği, Dijital Yeşil Sertifika önerisi ile bu hakkı güvenli ve kontrollü bir şekilde tekrar uygulamaya koymak ve yeni normal düzende dijital uygulamalarla ekonomik, siyasi ve toplumsal yapıyı tekrar hareketlendirmek istemektedir. Bu makale, Avrupa Komisyonu tarafından önerilen Dijital Yeşil Sertifika uygulamasını serbest dolaşıma etkisi bağlamında incelemektedir. Araştırma yöntemi olarak, serbest dolaşıma ilişkin literatür analizi, Avrupa Birliği’nin resmi söylem ve dokümanlarının incelenmesi ve pandeminin halen gündemde olması ve sürecin belirsizliği sebebi ile de basın haberleri analizinden faydalanılmıştır. Aşı pasaportu, aşı sertifikası gibi farklı şekillerde de kamuoyu tarafından tanımlanan bu yeni uygulamanın Avrupa Birliği boyutu ile tanımlanması, serbest dolaşıma etkilerinin incelenmesi ve bu alanda gelecek dönemde yapılacak çalışmalara katkı sağlaması hedeflenmektedirÖğe Local and International Organizations' Co-operation for Urban Migration Policy and Urban Economics: The Case of Information Centres (BILMER)(Ebsco, 2023) Yaman, AhmetMigration has a global impact, but it also intersects with local and national issues. In 2020, 281 million people lived outside their country of birth or citizenship, according to the United Nations Global Migration Database. The number of persons displaced across international borders is increasing due to conflict, persecution, and violence. Most of the world’s refugees and asylum seekers live in low- and middle-income countries. There is a medal that has two sides. On the one hand, migrants have been discussed as an actor who has a negative impact on social and economic order. On the other hand, they contribute to the sustainable development of host countries in social and economic ways. However, host countries and societies try to advance politics to enhance the development potential of migration. Local, national, and nongovernmental organizations should work together to develop and implement an urban and public policy to diminish the negative effects of migration. To do that, many institutions and associations play important roles in managing the social and economic consequences of migration. In this study, I assess the role of local and international organizations' cooperation according to urban migration policy and urban economics. To clarify that, this article benefits from a project called BILMER that is conducted by the Unions of Chambers of Tradesmen and Craftsmen, municipalities and the International Labour Organization (ILO). This paper contends that cooperation on migration policy and urban economics not only reduces negative effects for refugees, but also helps to improve the institutional capacity of local partners. The findings show that the cooperation local and international organizations reinforce three thematic areas. Firstly, the partnership develops institutional capacity of the NGO such as physical improvements, establishing communication channel and capacity building for staff. Secondly, local and international actors play an active role that is boosting the governance capacity on level of local managers. Thanks to the activities of the project, all the other actors can be a part of it and share what they've learned, which helps the partnership improve its ability to manage migration in urban areas. Finally, the cooperation with international actors on a local level has a social and economic transfer. The social and economic transfer can be used to strengthen social cohesion.Öğe The Role and importance of the transportation coordınatıon center (Ukome) in the management of urban transportation(Platanus Publishing, 2023) Yaman, AhmetThe most important indicator of the age we live in is that living in the city is inevitable. More than half of the world's population lives in cities. Every problem that belongs to human beings also presents problems for the city. Transportation and traffic problems are the most important areas of concern that occupy the city's agenda. The quality of urban transportation also determines the quality of the city's life. For this purpose, local governments are responsible for planning, organizing, and establishing their policies for urban transportation. The urban transportation services neighbourhood is at the top of the list of common needs. For this purpose, local governments can apply a wide range of urban policy and application tools (Keleş 2016; Resmi Gazete 2005; UNDP 2016; United Nations 2018). We can say that urban policy problem is generally affected by urban transportation system. In order to create healthy transportation system, the urban policy has a crucial function. In this study, urban policy is described with the general perspective that the policy is an instrument that local governments may prefer or not to use to solve urban social problems (Gül 2015; Knoepfel et al. 2007; Yıldız and Sobacı 2013).Öğe As an urban public policy analysis: The relation between vocational education and training (VET), and municipalities(2023) Yaman, AhmetIt is one of the most basic requirements of today for sustainable social and economic development that individuals have the knowledge, skills and competencies appropriate to the requirements of the age. Vocational education and training (VET) is an important role that determine social and economic development levels of countries as well as urban growth. In general, vocational education is considered a work of the national government, but it is directly or indirectly linked with urban public policy too. Urban public policy aims not only to manage cities spaces, economics structure but also it purposes to enhance urban development, urban growth and resident welfare. The central focus of this study is to investigate the relationship between vocational education and training (VET) and local governments in terms of urban public policy and implementation tools. The study claims that urban vocational policy also contributes to the structure of urban economics in terms of boosting enterprises' human resource capacities. Therefore, vocational education directly affects the development of individuals, businesses, and urban growth potential. In order to clarify that, I benefit from secondary data resources, including plans, reports, urban parliament decisions, etc. The study reached three conclusions, as follows: Firstly, vocational education is an urban policy implementation tool that is considered based on the social municipality’s approach. Secondly, it is used to improve vulnerable groups’ skills to ensure employment participation, and It contributes to fulfilling the needs of qualified personnel required by the business world operating in urban economics. Thirdly, municipalities have conducted vocational education and training programs with the support of national and international projects. Moreover, the municipalities have benefited from the project funding, which increases the physical capacity of the municipalities’ education centres and covers the costs of the activities.Öğe The role of tradesmen and craftsmen in Mersin urban economics: An analysis of institutional, sectoral-based and location of activity(2022) Yaman, AhmetUrbanization is not only a concentration of humans in city areas but also, the consumption and production activities that are comprised in urban space. In this sense, goods and services are developed through the urban economic actors, through labor, economic diversity, and prosperity. This article reviews the relationship between urban economics and tradesmen & craftsmen (TC). The focus is on analysing tradesmen and craftsmen’s institutional, sectoral-based, and activity location. To do that, the research has adopted the qualitative research method strategy and an instrumental and multiple case study design. The study used the document analysis technique to collect data. It aims to illustrate how urban economics actors conduct their businesses across the city. To clarify that, this article benefits from the urban economics notion which explains the relation between urban economics structure and actors. This paper also argues that tradesmen and craftsmen are key actors who produce goods and services in urban economics and it is composed of three main parts, the first of which analyses urban economics notion within the historical background briefly. The structure of Mersin's urban economics is assessed in the second part of this article. Within the scope of the paper, first of all, tradesmen and craftsmen were analysed in terms of the institutional framework, sectoral based, and location-activity. What is evident from this research is that tradesmen and craftsmen both are supported by the state and TC has an institutional organization capacity that is spread whole over the national level. Also, TC provides the city’s production process of goods and services based on sector.Öğe Kentin Temel Gıda Maddesi Olan Ekmeğin Üretim ve Tüketim Sürecinin Ekonomi Politiği(Dergipark, 2022) Yaman, Ahmetİnsanlık tarihi boyunca ekmek, tarihsel, sosyal, kültürel ve ekonomik alanları yatay olarak kesen temel besin kaynağıdır. Bu nedenle ekmeğin üretimi ve tüketimi ekonomik, politik ve sosyal ilişkiler bağlamında belirlenmektedir. Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde ekmeğin üretim sürecini etkileyen unsurlar ele alınmıştır. Ekmeğin üretim sürecinde yer alan özel sektör ve kamu sektörünün konumu, ilişkileri değerlendirilmiştir. İkinci bölümde ekmeğin üretim ve tüketim sürecini belirleyen fiyat tarifelerinin belirlenmesi ve uygulanması incelenmiştir. Üçüncü bölümde belediyelerce üretimi, dağıtımı yapılan halk ekmek uygulamasının ekonomi politiği analiz edilmiştir. Çalışmada ilk olarak, kentin temel gıda maddesi olan ekmeğin üretimi ve tüketiminin tarih boyunca merkezi ve yerel idarelerce denetim ve kontrol altında tutulduğu sonucuna varılmıştır. İkincisi, kentte üretilen ekmeğin fiyatının, tarifelerinin merkezi ve yerel otoritelerin denetiminde olduğu vurgulanmıştır. Son yıllarda ekmek fiyatının belirlenmesinde hükümetin rolünü arttırdığı, yeni aktörlerin ve sürecin başlatıldığı belirtilmiştir. Üçüncü olarak, belediyelerin üretici ve düzenleyici kentsel politikalarının gereği olarak halk ekmek uygulamalarıyla kentsel rantı kırıcı, piyasayı dengeleyici işlev üstlendikleri ileri sürülmüştür. Ancak bu işlevin kenttin ekmek üretimini gerçekleştiren üreticiler açısından haksız rekabet yaratıcı uygulama olduğu sonucuna da ulaşılmıştır.