Yazar "Köse, Ercan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 17 / 17
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adaptive Neural Network Based Fuzzy Inference System for the Determination of Performance in the Solar Tray Dryer(İlknur BAĞDATLI, 2021) Yıldız, Zehra; Gokayaz, Leyla; Köse, Ercan; Mühürcü, AydınThis study aims to apply the adaptive neural network based fuzzy inference system (ANFIS) were used to modeling the apple solar drying conditions in the solar tray dryer. Apple slices were dried by solar drying techniques as a solar tray dryer, exposure to direct sunlight and in the shade. Drying air temperature, the air humidity, apple slice load, apple slice thickness and solar drying time has been investigated with the prediction of the drying in the solar tray dryer on water loss, drying rate and shrinkage ratio. The model results clearly showed that the use of ANFIS led to more accurate results. The correlation coefficient (R2) values of the water loss, drying rate and shrinkage ratio were found as 0.9968, 0,9675 and 0,9918, the water loss, drying rate and shrinkage ratio respectively.Öğe An Investigation of Effect of High Temperature Environmental to Fatigue Life of Cutting Steels(Çukurova Üniversitesi, 2018) Özgün, Rahim; Köse, Ercan; Külekçi, Mustafa Kemal; Eşme, Uğur; Öcalır, ŞerefIn this study, effects of high temperature environmental to fatigue life have been investigated in cutting steels. For this purpose, fatigue testing machine of micro controller was designed for cylindrical material. The samples which were produced from cutting steels had been kept in high temperature (900 ºC) for 3 hours. Effects of high temperature to fatigue life have been investigated by exposing the samples kept and non-kept in high temperature to fatigue test for different tensiles in designed and produced machine. As result of experiments, it has been observed that the high temperature environment has reduced fatigue resistance in cutting steels. Besides, it was determined that pore intensity of samples kept in high temperature environment increased when the photographs taken from scanning electron microscope (SEM) were investigated.Öğe Analysis of different methods of suppressing generator noise reaching indoor noise(2022) Buluklu, Hatice Mehtap; Koçyiğit, Filiz Bal; Köse, ErcanThe noise which occurs during the operation of the auxiliary power units is a disturbing factor, although its level varies depending on the environment. This high level of noise in occupational areas can cause not only health but also accidents risks. While silencers are mostly preferred for active noise control, acoustic foam or textile products are preferred according to passive control methods. In this review, the noises produced by the generators were examined and the studies in the literature on suppressing these noises were evaluated by making comparative analyzes. New recommendations have been developed according to the results of the comparative analysis. In case the sampled natural gas generator is closed with 2 mm thick plywood and a steel framed box covered with an acoustic sponge, the sound pressure level is approximately 30 dB in low frequency diesel + electric generators using a silencer according to active control methods. In measurements; It was observed that it decreased from 93.2 to 88.4 dB. While materials such as an acoustic sponge, which are preferred in passive control methods, are open-celled and porous structures, it is advantageous to have sound absorption capacity, but it can be a disadvantage due to its synthetic content.Öğe Çimento Fabrikasında Gürültü Düzeylerinin Belirlenmesi(2021) Kalelioğlu, Özgür; Köse, ErcanEndüstrileşme ve modern anlamda teknolojilerin gelişmesi sonucunda meydana gelen sorunlardan birisi de ses kirliliğidir. Gürültüolarak da bilinen ses kirliliği, dinleyiciye anlamsız, istenmeyen gürültü ve insanları rahatsız eden düzensiz, yüksek ses olaraktanımlanır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na göre; Meslek hastalıklarının% 10'u gürültüye bağlı işitme kaybı olaraktanımlanmaktadır. Yüksek gürültü seviyeleri canlıların yaşamına birçok yönden olumsuz etki etmektedir. İnsan sağlığı ile ilgiliolumsuz sonuçların azaltılması veya yok edilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Gürültünün etkilerini araştırmaküzere yapılan bu çalışmada işletmede TS 2607 ISO 1999:2005 ve TS EN ISO 11204 standartları kullanılarak gürültü düzeylerininbelirlenmesi ve çalışanlardaki etkilerinin ortaya konulması ile ilgili yapılan bu çalışmada 6 bölümde bulunan 11 ünitede toplam 33gürültü maruziyet ölçümü ve bölümlerin yer aldığı noktalardan 6 adet ortam gürültü ölçümü gerçekleştirilmiştir. Yüksek gürültüdüzeylerinin ölçüldüğü yerler için teknik ve çalışanlara yönelik tedbirler önerilmiştir.Öğe Fotovoltaik Sistemlerin Maksimum Güç Noktasında Çalıştırılması(Mer Ak Mersin Akademi Danışmanlık Anonim Şirketi, 2018) Köse, ErcanFotovoltaik (PV) panellerin maksimum güç (Maximum Power Point Tracking-MPPT) izleme noktasında çalıştırılması, enerji verimliliği açısından son derece önemlidir. MPPT'yi gerçekleştirmek için; bir yandan güneş takibi yapılırken, diğer yandan da fotovoltaik (PV) panellerin ürettiği elektriksel güç yüke maksimum oranda aktarılmalıdır. Bu noktayı yakalamak için öncelikle, PV panellerinin güneşi ışınları en iyi performans sağlayacak şekilde adaptif olarak takip edip yüksek miktarda enerji üretmesini sağlamak gerekir. Söz konusu takip için güçlü kontrol yöntemleri ve çok sayıda optimizasyon algoritma tekniği kullanılmaktadır. Girdi olarak PV modülün açık devre gerilimi, kısa devre akımı, ışınım şiddeti, rüzgar hızı, hava kirliliği ve modül sıcaklığı gibi bir çok faktör kullanılabilir. MPTT’nin amacı, fotovoltaik panellerden elde edilen gücün, maksimum olarak bataryalara veya elektrik şebekesine aktarılmasını sağlamaktır. Bu çalışmada, literatürde yer alan maksimum güç izleme noktası için yapılan çalışmalarda öne çıkan kritik noktalar tespit edilmiştir. Bu noktaların enerji üretim verimliliğine olan etkileri tartışılmıştır. Ayrıca, maksimum güç noktasında elektrik üretimi ile ilgili örnek bir hesaplama yapılarak enerji üretim verimliliği açısından değerlendirilmesi yapılmıştır.Öğe Fotovoltaik Sistemlerin Sıcaklığa Bağlı Enerji Verimliliği Performansının Analiz Edilmesi(Mer Ak Mersin Akademi Danışmanlık Anonim Şirketi, 2018) Köse, ErcanGünümüzde araştırmacılar, fosil yakıtların çevreye verdiği zararların ve sera gazı etkilerini azaltmak için, yenilenebilir enerji üretim kaynaklarının verimliliğinin arttırılmasına yönelik önemli çalışmalar yapmaktadır. Söz konusu bu çalışmaların amacı, fosil yakıt kullanılmasını sınırlandırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretilen enerji miktarını ve verimliliği yükseltmektir. Yenilenebilir enerji üretim kaynaklarının en önemlilerinden bir tanesi fotovoltaik (PV) panellerdir. PV panelleri doğrudan güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştürebilmektedir. PV panelleri kullanılarak elektrik enerjisi üretilmesi çok kolay olmasına rağmen, PV panellerin elektrik enerjisi üretim verimliliğini etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin başında sıcaklık gelmektedir. Sıcaklık etkisi, panelleri oluşturan fotovoltaik hücrelerin yarı iletken bir yapıda olmasından kaynaklanmaktadır. Sıcaklığın yarı iletkenlerdeki akım geçişleri üzerinden doğrudan etkisi bulunmaktadır. Düşük sıcaklıklar verimliliği olumsuz yönde etkilemezken, yüksek sıcaklıklar verimliliği önemli ölçüde azaltmaktadır. Son zamanlarda PV sistemleri üzerindeki sıcaklık etkisini azaltmak için, fotovoltaik termal (PV/T) tasarımlar geliştirilmiştir. Bu tasarımlarda, sıcaklığa bağlı olarak PV sistemleri soğutularak verimlilik yüksek tutulmaktadır. Özellikle sıcak su üretimi içinde farklı bir yaklaşım sağlamış olmaktadır. Bu çalışmada PV panellerin sıcaklığa bağlı enerji üretim verimliliği incelenmiş ve önemli performans noktalar ortaya çıkartılmıştır.Öğe Gürültü Önleyici Akustik Malzemelerin Performans Düzeylerinin İncelenmesi(2020) Buluklu, Hatice Mehtap; Köse, ErcanDoğal ve yapay birçok ortamda gürültü ile karşılaşmak kaçınılmazdır. İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetlmeliğinde de belirtildiği gibi 85dB(desibel) üzeri ses ve gürültüyle karşılaşmak insan sağlığı için kalıcı sorunlara yol açabilir. Söz konusu bu zararlardan insanları korumakiçin çeşitli çözüm önerileri geliştirilmiştir. Kulaklık kullanılması, ses ve gürültünün kaynağında uzaklaştırılması, ses ve gürültününbastırılması ve yalıtılması önemli başarımlar sağlamıştır. Gürültüyü bastırmak için deneysel olarak da kanıtlanmış olan, akustik köpükveya sünger şeklinde malzemeler, doğal lifler (koyun lifleri, hindistan cevizi, çay lifi ve kenevir lifleri vb. doğal ve sentetik liflerdenelde edilen mikrolifler ve cam yünü şeklindeki malzemelerin kullanılması gerekir. Akustik özelliklerinin iyi olması açısından;süngerlerin, doğal liflerden üretilen dokuma ve örme kumaşların, mikroliflerden elde edilen kumaşların, geri dönüştürülmüş dokusuzyüzeylerden elde edilmiş kumaşların iyi bir performans gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca, yeni bir çalışma olarak gürültününbastırılması yani gücünün azaltılması için sentetik liflerden, özellikle de akrilik liflerden elde edilebilecek dokuma, örme, dokusuzyüzey şeklindeki kumaşların veya süngerlerin deneysel olarak incelenmesi ve sonuçlarının analiz edilmesi önemli sonuçlarsağlayabilir. Çünkü akrilik lifleri, yapısı itibariyle diğer liflere göre daha gözenekli yapıya sahiptir. Ses absorbe etmede ise gözenekliyapılar önemli bir noktaya sahip olduğundan dolayı deneysel çalışmalarda malzeme olarak seçilmesi ile çalışmanın hedefi açısındanönemli aşamalar kaydedilebilir.Öğe Gürültü Önleyici Akustik Süngerlerin Üretimi ve Uygulamaları(2020) Buluklu, Hatice Mehtap; Köse, ErcanSes, birçok ortamlarda, bir dalga olarak ilerlemektedir. Akustik ise bu ses dalgalarının, katı, sıvı ve gaz gibi ortamlarda yayılışını inceleyen bir bilimdir. Akustik, tekstil sektöründe de önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bu konuda yapılan çalışmaları incelemek, sanayi açısından avantajlar sağlamaktadır. Sesin düzeyi, 85 dB’in üzerine çıkmaya başladığında, istenemeyen sesolup gürültü olarak tanımlanmaktadır. Gürültü Kontrol Yönetmeliğine göre 90 dB’in üzerindeki bir gürültüye iki saat kadarmaruz kalındığında, işitme problemleri ortaya çıkabilmektedir. 90 dB’in üzerindeki istenmeyen ses olarak tanımlanan gürültünün önlenmesi amacıyla, örme kumaş, poliüretan köpük, melamin köpük ve akustik süngerler gibi farklı yüzeyler üretilmektedir. %60 poliüretan, %40 tekstil atığı; %15 naylon, %40 ve %45 modal lifleri içeren yüzeylerin üretimi sayesinde, 250-900 Hz, 1400-3100 Hz vb. gibi frekans aralıklarına sahip gürültüleri absorbe edilebilmektedir. Tekstil yüzeylerinin elastik yapıya da sahip olmaları, iç mekanlarda kullanımına da olanak tanımıştır. Özellikle de; akustik bariyer olarak kullanılabilmesinde, renk, yüzey ve şekil açısından tasarım mimari açıdan da farklılık kazandırmaktadır. Kullanılan yüzeylerin, hammadde veya boyutsal değişimleriyle, farklı malzemelerin üretimi mümkün olabilmektedir. Bu durum aynı zamanda, farklı frekans aralığına sahip gürültünün verimli bir şekilde engellenmesini de sağlamaktadır. Gürültüyü bastırmak için deneysel olarak da kanıtlanmış olan, akustik köpük veya sünger şeklinde malzemeler, doğal lifler (koyun lifleri, hindistan cevizi, çay lifi ve kenevir lifleri vb. doğal ve sentetik liflerden elde edilen mikrolifler ve cam yünü şeklindeki malzemelerin kullanılması gerekir. Akustik özelliklerinin iyi olması açısından; süngerlerin, doğal liflerden üretilen dokuma ve örme kumaşların, mikroliflerden elde edilen kumaşların, geridönüştürülmüş dokusuz yüzeylerden elde edilmiş kumaşların iyi bir performans gösterdiği ortaya çıkmıştır.Öğe Kapalı Alanlarda Yoğun Gürültü ve Titreşim Altında Çalışan Kişilerin Kardiyovasküler Davranışlarının Analizleri(E-Journal of New World Sciences Academy, 2021) Sevgi, Abdulvahap; Köse, Ercan; Yaşar, ErdoğanAraştırma Malatya İlindeki bir döküm fabrikasında ölçümler ve çalışanlara uygulanan testler ile gerçekleştirilmiştir. Kapalı alan olarak, yüksek gürültü ve titreşim maruziyetinin fazla olduğu döküm fabrikası seçilmiştir. Bu döküm fabrikasında kişiler günlük 8 saat çalışmaktadır. Çalışanlar haftalık 6 gün 48 saat ağır çalışma koşulları altında gürültü ve titreşime maruz kalmaktadır. Bu çalışmada iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliklerine göre, çalışanların gürültü ve titreşim maruziyetlerinin kardiyovasküler etkileri araştırılmıştır. Bu etkileri ortaya koyabilmek için, döküm fabrikasının farklı bölümlerinde ses ve titreşim ölçümleri yapılmıştır. Ayrıca tüm çalışanlara kapsayıcı bir anket uygulaması yapılmıştır. Bunlar ile birlikte gürültü ve titreşimin kardiyovasküler etkilerini görebilmek için maruziyetten en çok etkilenen 5 gönüllü çalışana kombine EKG ve tansiyon holteri 24 saat süre ile takılmıştır. Çalışma ve istirahat zamanlarındaki EKG ve tansiyon kayıtları alınmıştır. Daha sonra, uzman kardiyolog doktor tarafından 5 gönüllü çalışanın ekolarına bakılmıştır. Daha önceki kayıtlarla birlikte eko sonuçları değerlendirilerek raporlandırılmıştır. Fabrikadaki ölçüm sonuçları, anket verileri, holter verileri ve kardiyolog değerlendirme sonuçları incelenerek ve iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğinde dikkate alınarak maruziyet düzeyleri belirlenmiştir.Öğe Kimyasal Araştırma Laboratuvarı Risk Değerlendirmesi İçin İki Farklı Metodun İstatistiksel Analizi(2020) Usanmaz, Derya; Köse, ErcanBu çalışmada önemli bir üniversitemizin kimyasal maddelerle çalışma yapılan araştırma laboratuvarı için Fine-Kinney ve L Tipi (5x5)Matris risk analiz metotları kullanılarak risk değerlendirmesi yapılmıştır. Risk değerlendirmesi yapılan ortamın laboratuvar olması nedeniyle sürekli farklı materyallerle çalışma yapılmaktadır. Çalışma yöntem ve teknikleri, kullanılan kimyasal maddelerin türü, düzeyi, dozu, maruziyet süreleri değişiklik gösterebilmektedir. Bu durum her yeni deneysel çalışma için tehlike ve risklerin yeniden belirlenmesini gerektirmektedir. Risk değerlendirme ile tehlikeli durum ve tehlikeli hareketlerin belirlenmesi, önem sıralamasının oluşturulması, karar verilecek düzeltici önleyici faaliyetlerin belirlenmesi büyük öneme sahiptir. Çalışmamızda bu süreçlerin tamamı göz önünde bulundurulmuş ve risk analizi sonuçları Cohen Kappa istatistiksel metodu uygulanarak karşılaştırılmıştır. İstatistiksel analiz sonucunda özellikle tehlikeli ve çok tehlikeli sektörlerde tercih edilmesi bakımından etkin olan Fine-Kinney metodu pozitif yönleriyle ön plana çıkmıştır.Öğe Lean-burn air-fuel ratio control using genetic algorithm-based PI controller(Murat CİNİVİZ, 2021) Coşkun, Serdar; Köse, ErcanMaximizing the fuel economy while lowering exhaust emissions highly depend on precise air-fuel ratio (AFR) control. The major challenge in the control of AFR is the time-varying delay, which is an inherent reason for performance degradation and instability. For analysis, the time delay is approximated by Padé approximation, leading to a non-minimum phase system that exhibits the difficulty of controlling due to its zeroes in the right half side of the s-plane. Moreover, dealing with uncertainties in fuel-path dynamics and minimizing the effect of external disturbances are key goals in the minimization of harmful emissions and maximization of fuel economy. This study puts forward an AFR control strategy in lean-burn spark-ignition (SI) engines by proposing a genetic algorithm (GA)-based proportional-integral (PI) control technique. The proposed PI controller aims at dealing with the aforementioned design challenges. The PI controller gains, namely, proportional (K_p), integral (K_i) gains are obtained with the proposed GA algorithm based on minimization of an objective function. The GA-based PI controller’s performance is analyzed with several methods in time-domain study. According to the obtained results, it has been revealed that the proposed GA-based PI controller improves the reference air-fuel ratio tracking performance in the existence of the time-varying delays in the closed-loop system, exhibiting good disturbance rejection properties, and is robust against system uncertainties. Thus, it can be effectively used for the accurate regulation of AFR under various operating conditions in SI engines.Öğe Motorlu Araç Yangınları Üzerine Bir İnceleme(2020) Yıldız, Zehra; Köse, ErcanToplu veya bireysel yolculuklarda güvenilir ve çok kullanılan araçlar, kara araçlarıdır. Kara araçlarındaki en büyük risklerden biriyangındır. Yangın tehlikesi, yangın yüküne göre belirlenir. Yangın yükü, bir yapı içerisinde birim alanı başına bulunan potansiyelyanıcı madde miktarıdır. Özellikle yangın yükü ve insan yükü fazla olan yolcu araçlarında yangın büyük bir risktir. Motorlu araçlarıntrafikte seyir halinde olabilmesi durumunda itfaiyenin olay yerine ulaşması zaman aldığından araç tümüyle yanabilmekte ve araçtaolan kişiler hayatını kaybedebilmektedir. Türkiye’de son yıllarda artan araç yangınların çoğu başlangıç aşamasında söndürülmektedir.Bu sebeple araçlarının imalattan itibaren yangınının çıkmaması ve büyümemesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Buçalışmada, özellikle motorlu araçlarda yangınlarının meydana geldiği bölümler, yangın nedenleri ve alınması gereken yangın güvenlikönlemleri ortaya konmuştur.Öğe PI Parameter Optimization by using Ant Colony Algorithm for Optimal Controlling of A Buck Converter's Output Voltage(Çukurova Üniversitesi, 2017) Köse, Ercan; Mühürcü, Aydın; Mühürcü, Gülçin; Aydoğan, EcemIn this paper, the output voltage of the buck type DC voltage reducer that is used for the aim of efficient energy transmission is controlled. The discrete PI algorithm is chosen for the control process. The controller parameters Kp and Ki in order to ensure the faultless pursuit of reference DC output voltage level with output voltage of the converter lowest overflow percentage and settling time is optimized. Ant Colony Algorithm that is one of the iterative algorithms has been used in the optimization process. Simultaneous studies have been realized and the results obtained are compared and discussed with the results in the literature. Compared to the performance criteria that are important for the controller, it is seen that the settling time is shorter and the overshoot values are lower.Öğe PLC Kontrollü Kurutucu Konveyör Tasarımı(2021) Küçükatay, Orçun; Köse, Ercan; Yıldız, ZehraGüneşle kurutma yönteminin dezavantajların ortadan kaldırılması için endüstriyel ortamda kurutma sistemleri geliştirilmiştir. PLC kontrollü kurutucu konve yör tasarımında, hiçbir elektriksel kaynak kullanılmadan tamamen çevreci bir şekilde gıdaların doğal güneş ışığını kullanarak kurutulması amaçlanmış ve sistem tasarlanmıştır. PLC kontrollü kurutucu konveyör sistemi, şeffaf bir materyalle üzeri kapatılmış dikdörtgen prizma şeklinde bir kurutma kabininden oluşmaktadır. Sisteme nem ve sıcaklık sensörleri ile ağırlık ölçer eklenmiş ve sistemin PLC ile kontrolü sağlanmıştır. Sistemde 1 saniyelik periyotlarda sıcaklık, nem ve kurutulan maddedeki ağırlık değişimleri algılanarak PLC hafızasına kaydedilmektedir. Tüm kurutma parametreleri algılayıcılar vasıtasıyla izlenip kaydedilerek cihazın kurutma performansı ve çevresel faktörlerdeki değişim, PLC hafızasında depolanan sayısal datalar vasıtasıyla PLC üzerinden grafiksel olarak izlenebilmektedir.Öğe Structural and topology optimization of steel construction profiles in solar energy systems(2023) Bayram, Cengiz; Köse, ErcanIn recent years, significant investments have been made for Solar Power Plants (SPP) plants in many countries. The installation costs of SPP plants are quite high. This situation increases the amortization period of investments. Lowering these costs during the installation phase will pave the way for more investments. One of the most important cost items of Solar Power Plants (SPP) is steel construction costs. In this study, it is aimed to reduce the cost by designing the best performance product by reducing the weight of C profiles, one of the steel constructions used during the installation of solar panels, with shape and topology methods. The results obtained show that shape and topological optimization can provide significant gains in terms of cost.Öğe Time-delay AVR System Analysis Using PSO-based PID Controller(2020) Köse, Ercan; Coşkun, SerdarIn this study, a Particle Swarm Optimization (PSO) algorithm-based Proportional-Integral-Derivative (PID) controller is proposed forthe Automatic Voltage Regulator (AVR) system terminal tracking problem in the existence of time-delay and varying loads. AVR is acommonly used electronic device for maintaining generator output terminal voltage at a given reference under time-delays and varyingload thus introduces a challenging electrical system problem. Time-delays exist in many real-world systems due to the lags intransmission and transport, in general, they have a negative effect on the stability and control design. For analysis, the time delay in isapproximated by Padé approximation leading to the so-called nonminimum phase system. A nonminimum phase system represents thedifficulty of controlling due to its zeroes in the right half side of the s-plane. To this aim, we utilize a PID controller, its design andapplication widely studied in real-time systems, thus it is a suitable selection for the AVR system. The optimal controller gains,namely, proportional Kp, integral Ki, and derivative Kd are found with the proposed PSO algorithm based on a commonly used errorminimization objective function. The PSO-based optimal PID controller’s performance is analyzed with several methods including rootlocus, bode analysis, robustness, and disturbance rejection. It is demonstrated that the proposed PID controller improves the referenceterminal voltage tracking performance of the AVR system. According to the obtained results, it has been revealed that the proposedPSO-based PID controller improves tracking properties under time-delay and load change thus it can be effectively used for synchronousgenerator automatic voltage regulator system terminal voltage stability.